kulaklarım soğuktan yangın yeri
el ayak çekik
yalnızlığımın adı karanlığa karıştı
şimdi
acemi kahkahalar eşliğinde
kayısı ağacından seken
komşu evin ışığı,
uzaktan bir köpek havlamasıyla
kucaklaştı
ama nasıl da küçüğüm..
nüfus kaydı hükümsüz
şizofren
artık dedenin adı
ve
zaman öyle değişti
ki
kırk yıllık karısı
o dakika onun annesi
acı
karda
ayak izi,
burunda
gecekondu mahallesinin
lastikli kömür kokusu
içte sıkıntı
denen
yarım yüzyıllık fakirlik
eşliğinde
ağırlık hissi
ey gönül efendisi
bugün
ömürden eksilen nefestesin
gelip geçtin kalbimden
tekrarın yok
farkedilmeyen kayıpların
en büyüğüsün
süzülüp giderken
küçük ellerimden
yarın
dertlenme
kayıtta yoksun
ki
zaten
çoktan
bağışlandın
ama var ya nasıl da küçüğüm..