Adı
unutulmuş
bir parıltıydı
bugün
gün.
Henüz kalkmamış bir söz gibi
asılı durdu
suskun masa ortasında,
yükselmemiş bir sesin
gölgesiydi
hareli gözleri
ve
acemiydi
soluğu bebeksi
tadıyla,
yalnız rüzgâr girerken
kutsal
cümlelerin arasına