Değerlerim

 Tertemiz yaşa. Tek bildiğin fildişi renkli mengene gibi parmaklarla hayata sarılmak olsun. Cam gibi gözlerinle izle evreni, kalbin o kadar temiz olsun ki kaldırdığın çuvalın ağırlığını bile gramına kadar söyle, altı çocuk büyüt ki birisi de benim annem olsun, zamanı gelince verme babama öyle hemen, iyi adamdır kefilim ama annem de allah var çok güzel, bir güzel inat et 6000 lira başlık iste, gerekli hallerde elinde tüfek gece kağnıda yat görüştürme, eşekle izinsiz gezdim diye kovala beni, oturduğun her sofrada mutlaka ölürsem mezarıma tuz getirin de, domateslere tuz bulaşsın diye sahanı havada salla, yapraktan bardaklar yap ki aslında susamamış torunun ellerini izlesin, bağda ağaç altında uyumasın diye dayımı uyandırmamı söyle, hemen vazgeç olaya deneysel yaklaş, al şu taşı ağzına at bakalım diye beni örgütle, ama çıldırdığında da hemen kurtar, koyun postunun üzerinde öyle bir namaz kıl ki, oda değil tüm ova aydınlansın, sonra git arazide sıradan bir maden cevheri bul, yokluktan bulduğunu altın san, mutluluktan göster herkese, kandırıp elinden çalsın şerefi şaibeliler, derdini anlatamadığın için yitir gerçeğini, şizofreni pençesinde 15 yıl bilmediğimiz âlemlerde gez, ölmeden evvel yarım asırlık karının ardından "annem nerede?" diye ağla...

Bu nasıl aşktır, nasıl insanlıktır seninkisi ey Erükçünün Kızı Hanife'm. Ne de güzel baktın bebeğin gibi bizim Yusufun Ali'ye. Kurban olmaz mıyım, ağlamaz mıyım şimdi ben senin seksenindeki şu güzelliğine?