Bisheh 1979: s.372, Fig.4
Bisheh Ghazi İzzeddin, The Mosque of the Prophet at Madinah Throughout the First Century A.H. With Special Emphasis on the Umayyad Mosque, The University of Michigan, Ph.D., 1979, pp.121-123.
Özellikle, Peygamber’in resmi şairi sayılabilecek Hassân b. Sâbit’in şiirlerinde geçen birçok beyit, Peygamber’in inşa ettiği yapının doğasına dair yeni ve taze bilgiler sunar. Bunun yanı sıra diğer bazı kaynaklar, yapının planına dair önemli ayrıntıların netleştirilmesine olanak verir.
Caetani ve Creswell gibi araştırmacıların monumental (anıtsal) eserlerinin yayımlanmasından bu yana, yakın dönem akademisyenleri arasında Peygamber’in Medine’de inşa ettiği yapının esas itibarıyla bir konut olduğu görüşü yaygınlık kazanmıştır.
Caetani, yapının seküler (dünyevî) yönünü özellikle vurgular ve bu binada düzenli olarak bazı gündelik faaliyetlerin yürütüldüğünü ispatlamak için bir dizi alıntıyı bir araya getirir. Örneğin: Muhammed bizzat bu avluda yere uzanarak dinlenmeye alışkındı. Gayrimüslim kabile elçilikleri de bu avluda kabul edilirdi. Ayrıca, Uhud Savaşı’ndan sonra yaralanan Ensâr mensupları da burada tedavi edilmiştir. Bir savaş esiri ise bir keresinde, kuzey revakında bulunan bir hurma kütüğüne bağlanmıştır.
Habeşlilerden bir grup, yapının avlusunda mızraklarıyla dans etmelerine dahi izin almıştı. Caetani’ye göre, bu yapı Hz. Muhammed’in ölümünden yaklaşık yarım asır sonrasına kadar gerçek anlamda bir ibadet yeri haline gelmemiştir. Ona göre, H. 35 / M. 655-56 yılında Halife Osman’ın öldürüldüğü sırada bile bu yapı hâlâ esasen özel bir konuttu. Gerçek dönüşüm, Ali b. Ebî Tâlib’in H. 36 / M. 657 yılında hükümet merkezini Küfe’ye taşımasıyla başlamış, ancak bu yapının resmî olarak bir cami hâline gelmesi H. 54 / M. 674 yılına kadar gerçekleşmemiştir. Bu yılda, hac bayramı namazı artık Musallâ yerine Peygamber’in binasında kılınmıştır.
Ayrıca, Caetani ve Creswell, Peygamber’in göçebe Araplara katı bir ritüel disiplini dayatmanın zorluklarını fark ederek, hayatı boyunca zorunlu bir Cuma namazı uygulaması getirmediğini varsayarlar. Caetani ve Creswell, Muhammed’in binası bir camiye dönüşmeden önce, Amsâr’da (yeni kurulan İslam şehirlerinde) başka camilerin inşa edildiğini savunurlar. Oysa bu görüş, sünnet derlemeleri ve Peygamber’in Siyer’i (yaşam öyküsü) gibi kanonik metinlerdeki delillerle çelişmektedir.
Creswell, bu tür kaynakların, “Peygamber’in yapısıyla ilgili geleneklerin gerçek mahiyetini kavrayamadığını” ileri sürer. Oysa biz, Hassân b. Sâbit’in Dîvânı’nda, bu yapıyla doğrudan bağlantılı olan iki şiire sahibiz ki— Peygamber’in binasına “Mescid” olarak atıfta bulunulan şiirler: İlk olarak, Hassân’ın öldürülen halife Osman’ı övmek amacıyla yazdığı şiirde geçen bir beyitte şöyle denir:
“Gece vakti, Peygamber’in ashabı, Mescid’in kapısı önünde boğazlanan koyunlar gibiydi.” Bu beyit, geç bir tarihte yazılmış olmakla birlikte, Caetani’nin varsayımının aksine, Osman’ın öldürülmesi zamanında bu binanın çoktan bir mescide dönüştürülmüş olduğu iddiasına dayanak teşkil edebilir.
Fakat elimizde, aynı şairin, Peygamber’in ölümünü ağıtla andığı, daha erken ve daha özel bir şiiri daha vardır:
Bu şiir, “Allah’ın Elçisi’nin evi”nin Tayba’da (Medine’de) olduğunu belirtir. “Tayba”, Medine’ye verilen bir addır ve bu ad, güzel kokular, buhur ve aromatik özler sebebiyle bu şehre yakıştırılmıştır.