Anasayfa

56-P-45213 NUMARALI TRENDE BÜYÜK BAŞLI FELAKET

Le Figaro Gazetesi’nin 1813 yılı, 13 Aralık günü çıkan sayısında, P-45213 numaralı trenin yolcuları arasında bulunan Bavyera Dükü Grimoald’ın çok özel bir eşyasının çalınması nedeniyle Fransız Hükümetine verilen bir diplomatik nota haberi yer alıyordu.

Paris [Gar de l’Est]-Berlin [Gesundbrunnen] hattı üzerinde çalışan P-45213 numaralı tren, her zaman olduğu gibi 06:13'te kalkmıştı. Yaptıkları tek iş ve belki de varlık nedenleri olduğu için tüm personel gidilen yolu neredeyse kendilerinden daha iyi tanıyordu. Aslında neredeyse güzel bir yolculuk bile sayılabilirdi. Kazana kömür atmaya ara veren Jerom, duyduğu abartılı çiğneme sesine doğru döndüğünde göz göze geldiler ve sadece gülümseyebildi. Gülümserken, diş olmayan kocaman ağzından biraz da bu da ne lan anlamına gelen tsssss sesi çıkmıştı.

Birkaç küçük aksilik bir kenara bırakılacak olursa yolculuk neredeyse sorunsuz geçiyordu. Heidelberg’i geçtiklerinde hava kararmaya başlamıştı, artan karanlık yanında Fransız Askeri Akademisi The École spéciale militaire de Saint-Cyr’ın öğrencilerinin sarhoş olup gürültü yapmaları, sakar bir aşçı yamağının hazırladığı karides güvecini ve sonra da kendisini yakması, ya da lokomotifte bir buhar borusunun artan basınca dayanamayıp büyük bir gürültüyle patlaması bunlardan hemen sonra olanların yanında çok sıradan kalacaktı. Jerom’un aç midesini sürekli kömürle beslediği lokomotif, kaynayan suyun yarattığı basınç nedeniyle her an ayağa kalkıp koşacakmış gibiydi. İşte tam bu coşkulu sayılabilecek stres anında buhar borularından birisi bağlantı yerinden koptu ve sağa sola savrulup, burnundan soluyan lokomotifin gövdesine çarpmaya başladı. Patlama sesi, basınçla dışarı savrulan buhar ve tüm bunlara eklenen ani frenle gelen metalik ses sadece, tam o anda hafif kaykılıp soylu bir osuruk patlatan Kont von Botenlauben’in işine yaramıştı. Tren bunlar olurken, Fahrlach Kasabası’ndaki besicilerin kullandığı Zwartzngehtch Köprüsünün altında durabildi. Angus cinsi ve insanlarla arası da pek iyi olmayan kalabalık bir sığır sürüsü de korkulukları fazla yüksek olmayan köprüden geçiyordu. Gürültünün şiddeti, sürünün korkuyla sağa sola koşturup birbirlerinin üzerine çıkmalarına hatta iki sığırın da trenin üstüne düşmesine neden olmuştu. İri olan sığır göçen tavandan içeri düşmüş, daha hafif ve daha sığır olduğu anlaşılan diğeri vagonun tavanında kalmış ne olduğunu anlamaya çalışır gibi etrafa bakınıyordu. Yukarıda kalan neyse de asıl gümbürtü içeriye düşen koşmaya başladığında koptu. İlkin önüne kim ya da ne geldiyse vurup devirip ezip geçmeye başladı. İlk kurbanları, özel yemek taşıyan iki garson oldu. Biri yediği darbe yüzünden elindeki tepsiyle birlikte önce tavana çarptı sonra da koridorun zeminine yapışıverdi. Diğeri kendisini kurtarmak için cama yaslanınca yediği kafanın şiddetiyle camı çerçeveyi de alıp dışarı fırladı. Elindeki yemek tepsisi, Yukarı Burgenzungerth Düşesi boşboğaz Helga’nın açık olan özel süitinin kapısından içeri fırladı. Fransız usülü dana gıdığının tüm sosu düşeş hazretlerinin dekoltesinde zapt edemediği devasa memelerinin üzerine dökülmüştü. Sığır bir yandan böğürüp bir yandan koşarken, vagondaki gürültünün nedenini anlamak için elinde tuttuğu Avrupa’nın en pahalı şarabı olan 1713 Château Lafite ile koridora çıkan Eşek ürünleri tüccarı Arculf Lebog’un sığırı görmesi ve nasıl olduğunu bile anlamadan şişenin elinde patlaması milisaniyeler içinde gerçekleşmişti. Açık vagon kapılarından geçerek yemek vagonuna girdiğinde, kalabalık yüzünden şaşıran sığırın hızı kesilmiş gibiydi. Ne olduğunu anlayamayan yolcular ne yapacaklarını da bilmez halde masaların altına girerek ya da tam tersi üstüne çıkarak kendilerini kurtarmaya çalışıyorlardı. Yemekle birlikte içtikleri şaraplar nedeni ile çakırkeyif olan birkaç yolcu sığırı durdurmaya çalışırlarken ya ayakaltında ezildiler ya da yedikleri darbeler nedeni ile masaların üstüne uçmuşlardı. Artık yorulduğu ya da masalardaki yemeklerin kokusu yüzünden sığır yavaşladı, yemekleri koklayıp ulaşabildiği tabaklarda ne var ne yoksa yemeye başladı. Ortam tam sakinleşmiş ve sığır durmuşken, sarhoş birkaç yolcu ve kondüktörün hayvana doğru hamle yapmaları, koşunun ikinci ayağının da başlamasına neden oldu. Koşunun bu bölümünde sığır yöntem değiştirmiş, böğürmesine ek olarak gün boyu yediği 5 kilo taze yonca ve 10 kilo kuru ottan kaynaklı bağırsak oluşumunu vagona bırakmaya başlamıştı. Bu olaydan değişik şekilde etkilendiği sonradan anlaşılan Saksonya dükü Asberger Safsoralis’in aklında kalan bu sahne nedeniyle yürüyerek ve koşarak sıçmayı denediği için yüksek ve yüksek olduğu kadar da yarım beyinli olan sosyetede alay konusu olmuştu. Bu malzemeli ve bir nevi müzikli koşu sırasında masanın altında saklanmaya çalışan birini, daha doğrusu kafasının üzerinde ot yığını olduğunu düşündüğü şeyi gördü ve onu da alarak yolculuğuna devam etti. Ağzındaki peruğu çiğneye çiğneye ilerlerken koşu artık yürüyüşe dönmüş zaten yolu da lokomotif kapatmıştı. Lokomotifteki kişi elindeki kürekle küçük ağzından alevler fışkıran ocağa kömür atıyordu ki durdu ve döndü…

 

 

 

 

 

 

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam47
Toplam Ziyaret82334