Anasayfa

60-DENAİN KASABASI VAKASI

Le Figaro Gazetesi’nin 1862 yılı, 6 Eylül günü çıkan sayısında, P-45213 numaralı tren personelinin, İngiliz meteorolog James Glaisher ve yardımcı pilotunun kullandığı hava balonunu düşerken görmeleri üzerine onları kurtararak büyük bir kahramanlık sergiledikleri haberi yer alıyordu.

Denain Kasabası emniyet müdürü bir yandan peynir ve pastırma dolu ekmeğinden devasa bir lokma alırken diğer elinde tuttuğu kâğıtta yazılı listeyi okumaya çalışıyordu. 11 İnek, 5 keçi, 3 korkuluk, 1 kilise çanı. Liste benzeri maddelerle uzayıp gidiyordu. Sinirle çiğnediği son lokma yanlış yere gidince, can havliyle yardımcısına sırtına vurmasını işaret ederken bardaktaki şaraptan içmeye yeltendi. Kendine gelip normal nefes almaya başladığında “hayvan bunlar” diye bağırdı. Tahriş olan boğazına şimdi sırtına yediği darbelerin acısı da eklenmişti. “Hepsini vurmuşlar mı?” sorusunun yanıtı hızlı bir “evet!” oldu. Yalnız listede iyi olan bir detay olarak Holstein cinsi bir ineğin sadece kuyruğunun koptuğu kaydedilmişti.  

Benzeri şikâyeti olan 9 köy, P-45213 numaralı trenden açılan ateş nedeniyle gördükleri zararın karşılanmasını talep ediyorlardı. Emniyet Müdürünün verdiği listeyi, üst makam olması nedeniyle daha da abartılı bir sinirle okuyan Belediye Başkanı Mösyö Bernaderi, “hepsini anladım da bu balon da neyin nesi, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz kuzum!” diye bağırmaya başlamıştı. Bu konuda pek haksız sayılmasa da  birazdan çalacak olan telefonun diğer ucundaki İç İşleri Bakanı’nın, asil bir incelikle serpiştirdiği küfürlerinin arasında yer alan diplomatik skandalı da öğrenmiş olacaktı.

Aachen Baronu dişlek Gustav, asaletinden kaynaklı boş bir özgüven ve avcıların sahip olduğu sınırsız hayal gücüne sahipti. Elindeki Juglar Cuvée (1820) marka şampanya kadehinden bir yudum aldıktan sonra, katıldığı son avda vurduğu erkek geyiğin boynuzlarının 5 metre genişlikte olduğunu, ölü gövdeyi taşımak için bacaklarını omuzuna aldığını ve neredeyse 3 kilometre ötedeki kasabaya tek başına taşıdığını söyledi. Anlatısını, uygun yerlerde aralıklı dişlerinden çıkan tıslamalar ve saçtığı tükürüklerle süslemişti.

Ondan pek geri kalmayan Brühl Baronu şaşı Helmuth, duydukları karşısında bir kıskançlık krizine girmiş ve çıtayı biraz daha yükseltmişti. O da son avında hem de metre veriyordu, tam 375 metreden bir erkek domuzu iki kaşının arasından nasıl vurduğunu anlattı. Bu sonuncu palavrayı nispeten daha gerçekçi bulan kalabalığın alkışlaması üzerine Gustav’ın “hadi oradan tısss sayın baronum” demesi, gerilimin tırmanmasına ve iki sarhoş asilzadenin önce açtıkları pencereden daha sonra da hızlarını alamayıp çıktıkları vagonun çatısından sağa sola ateş etmelerine yol açmıştı.

Aşırı zengin ve doğuştan yarım beyinli olan baronlar, yaptıkları atışlar sırasında önlerine ne geldiyse vurdukları için sonuç tam bir felaket olmuştu. Gördükleri her şey gözlerinde avlanması gereken hayvanlara dönüşüyordu. Bir yandan ateş ederlerken bir yandan da kimin atışının hedefini bulduğu konusunda tartışıp, asil bir nezaketle birbirlerinin sülalesinin hatırını soruyorlardı. Tüfek sesleri, kahkahalar, savurulan küfürler, lokomotiften gelen gürültü içerisinde bir an gökyüzünde kendilerine doğru gelen garip bir şey gördüler ve böylece yeni hedefleri de belirlenmiş oldu.

Gözünü açtığında, başına üşüşmüş meraklı inekleri kendisine bakarken bulan kişi ünlü İngiliz meteorolog, havacı ve astronom James Glaisher’di, Yardımcı pilotu Henry Tracer Coxwell 20 metre ileride bir saman yığınından çıkmaya çalışıyordu. Glaisher neler olduğunu hatırlamaya çalıştı ancak çarpmanın etkisiyle hatırlayabildikleri birbirleriyle pek bağlantılı görünmeyen küçük şeyler olmuştu. Yakalayabildikleri; 3’ünde bebek masasında sevgili annesinin yemesi için verdiği patates püresini yemesi, Amerikalı Benjamin Franklin’in uçurtma deneyi ama orada yanında olup olmadığından emin olamadı bir de Coxvell ile bir balonun selesine gülerek biniyorlardı “bu sefer 10 bin metre garanti” diye gülüşmüşlerdi. Burada hafızası yine oyun oynamaya başlamış, en son düşüyor olduklarını hatırlasa da sanki yere yaklaşırlarken balonlarına ateş edilmiş gibiydi. Yine emin olamadı ve ineklerden birisi kocaman dili ile yüzünü yalarken bayıldı.

YAZARIN NOTU: İngiliz James Glaisher, ünlü meteorolog, havacı ve astronom. 1622-1866 yılları arasında yardımcı pilotu Henry Tracer Coxwell ile balonla yüksek irtifa uçuşları gerçekleştirmişlerdir. Bu yazıda anılan tırmanışları, 5 Eylül 1862’de gerçekleşmiş olup, yaklaşık olarak 10,900 metre yüksekliğe ulaştıklarında havasızlıktan bayılmış ve şans eseri kurtulabilmişlerdir. Bu metinde bulunmaları, bu tarz diğer yazılarda olduğu gibi ABSÜRD TARİH YAZICILIĞI nedeniyledir.