Belki otuz yıldan sonra, kıyıda gecelemenin keyfini yaşadım. Sabah doğan güneşi karşılayıp sandalyede uyumak, uzun süredir iyi olan tek şeydi. Ne denizin umurundaydım ne güneşin ne de ağaçlı tepelerin. Kimliğin ve cinsiyetin önemli olmadığı anlar hep en sevdiklerim. Akşam bir parça yemek verdiğim köpek, komşu çadırdan bir pembe kadın terliği çalarak borcunu öderken, kıyıya vuran dalgaların taşıdığı beyaz köpükler eski bir masalı anımsattı. Bu kimliksizlik içerisinde, doğa ve hayvanların herkese eşit davranışını deneyimlediğimi anlamak garip hissettirdi. İnsana farklı davranan tek canlı yine insanın ta kendisi..
"Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endişe" Sadi Şirazi